Panik Atak Nedir?
Panik atak, bir anda ortaya çıkan, nefes darlığı, çarpıntı, terleme, titreme, baş dönmesi, ölecekmiş hissi, kalp atış hızında artış, göğüs ağrısı gibi bedensel belirtilerle ortaya çıkan yaklaşık 10-15 dk süren bir rahatsızlıktır. Panik bozukluk ise, belirli durumlarda yine ani şekilde ortaya çıkan, başka atakların da ortaya çıkacağına dair korku hissetme, atakların sonucunda başına kötü bir şey geleceği, güvende olmayacağı, öleceğine dair kaygı hissi ve ataklardan kaçınmaya yönelik davranış ve tutumlarla ilişkili bozukluktur. Panik atak ve panik bozukluk arasındaki fark, panik atak, zaman zaman kişinin yaşantısında ortaya çıkan ama kişinin kaçınma davranışları ya da sürekli atak beklentisi geliştirmediği durumdur.
Panik atağın birçok sebebi olabilir. Panik ataklara yol açan, yorgunluk, hormonal düzensizlikler, ilaç, madde ya da alkol kullanımı, bazı kalp rahatsızlıkları, ortostatik hipotansiyon, adet döngüsü gibi bazı fizyolojik sebepler olabilirken çoğunlukla psikolojik sebepler de panik ataklar da etkilidir.
Birçok ülkede yapılan çalışmalar sonucunda panik bozukluğun hayatın sonuna kadarki prevalansı %1,5 ile %2,5 arasında değişmektedir. Panik atakların yaşamboyu devam etme olasılığı ise %7 ile %9 arasında değişen bir rakam olarak belirlenmiştir (Lepine ve Pelissolo 1999). Yani panik bozukluğun, panik ataklara göre yaşam boyu devam etme oranı oldukça düşüktür.
Panik bozukluğu, geç ergenlik ve orta yetişkinlik evresi arasında daha çok başlama riskine sahiptir. Başlangıç yaşı ortalama 25 yaş olarak belirlenmiştir. Bu yaşlarda oraya çıkmasının arkasında birçok toplumsal etken gösterilebilir. Kişilerin birey olmaya dair adım attığı, iş, evlilik, sosyal yaşam alanı oluşturma gibi önemli kararları verdiği yaşlar bu yaşlardır. Bazen, daha farklı yaş gruplarında da ortaya çıkabilmekle birlikte genelde oran düşüktür.
Panik bozukluk ve panik atakların kadınlarda daha sık olduğu da gözlemlenmiştir (Faravelli ve Paionni 1999).
Panik ataklar, farklı şekillerde olabilirler. Bazen bir durumdan ötürü ortaya çıkabilirken bazen de hiçbir tetikleyici faktör olmadan ortaya çıkabilmektedir. Belirli bazı durumda genellikle ortaya çıkan ama her zaman ortaya çıkmayan panik ataklar ise durumsal yatkınlık gösteren ataklar olarak tanımlanır.
Panik bozukluk ve panik atak arasındaki en önemli fark, yineleyici ve beklenmedik olarak ortaya çıkmasıdır.
En klasik haliyle panik ataklar, kişinin bir anda yoğun bir endişeye kapılması, başına kötü bir şey geleceğine dair beklentisidir. Bu duyumla birlikte beden Sempatik Sinir Sistemine geçer ve artık bedenin kaçma ya da savaşmaya dair kendini hazırlamasına yönelik beden durumları ortaya çıkarır. Genellikle 10-15 dk sürdüğü söylense de kişinin olayı felaketleştirme durumuna göre daha uzun süreler de devam edebilir.
Panik Bozukluk için DSM-IV Tanı Ölçütleri
Aşağıdaki belirtilerden dördünün birden başladığı ve 10 dk süre ile en yüksek seviyeye ulaştığı, aşırı yoğun bir korku ya da rahatsızlık duyma seviyesinin olması:
- Çarpıntı, kalp atımlarını duyumsama ya da kalp hızında artım olması
- Terleme
- Titreme ya da sarsılma
- Nefes darlığı ya da boğuluyor gibi olma duyumları
- Soluğun kesilmesi
- Göğüs ağrısı ya da göğüste sıkıntı hissi
- Bulantı ya karın ağrısı
- Baş dönmesi, sersemlik hissi, düşecekmiş ya da bayılacakmış gibi olma
- Derealizasyon (gerçekdışılık duyguları) ya da depersonalizasyon (benliğinden ayrılmış olma)
- Kontrolunu kaybedeceği ya da çıldıracağı korkuları
- Ölüm korkusu
- Paresteziler (uyuşma ya da karıncalanma duyumları)
- Üşüme, ürperme ya da ateş basmaları
Hazırlayıcı Etkenler ve Hastalığın Gidişi
Çocukluk Dönemindeki Yaşam Olayları
Çocukluk dönemindeki ihmal ve travmatik olaylar, sadece panik atağı değil, birçok psikolojik rahatsızlığı etkileyen en önemli etkenler arasındadır. Panik bozukluğun en önemli tetikleyicilerinden biri olarak, çocukların erken yaşta uzun süreli ebeveynden uzak kalması, ayrılması olduğu bulunmuştur (Raskin ve ark. 1982, Coryell ve ark. 1983, Thorpe ve Burns 1983, Torgersen 1986).
Bir ebeveynin vefatı, çocuğun bu vefatla baş edememesi de yapılan çalışmalar çocuğu panik atak risk faktörleri arasındadır (Faravelli ve ark. 1985, Tweed ve ark. 1989).
Çocukluk döneminde maruz kalınan cinsel ya da fiziksel şidder de panik bozukluk ve diğer hastalıklarla yüksek oranda ilişkilidir. Bir araştırma bulgusuna göre, panik bozukluğa sahip kişilerin %8 cinsel istismara, %12 si fiziksel şiddete uğramıştır, bu da bir hayli yüksek bir orandır (Breier ve ark. 1986).
Olumsuz Yaşam Deneyimleri
Panik ataklar ve panik bozukluk, yüksek oranda olumsuz yaşam deneyimleriyle ilişkili bir bozukluktur. Bir araştırma bulgusuna göre, panik atak yaşayan bireylerin 2/3’ünde, panik ataklar başlamadan 6 ay öncesine kadar olumsuz bir yaşam deneyimi yaşadığı görülmüştür (Breier ve ark. 1986). Bu olumsuz yaşam deneyimleri arasında, ayrılma ya da boşanma, yer ya da iş değişikliği, hamilelik, evlilik, travmatik bir olay, hastalık, yakın birinin vefatı vardır.
Başka bir araştırmada ise panik atakların öncesinde %80 oranında olumsuz yaşam deneyimi yaşama olasılığı bulunmuştur (Uhde ve ark. 1985).
Diğer bir araştırma bulgusunda ise 57 panik atak hastasının, %84’ünde panik ataklar başlamadan 6 aylık süreç içinde olumsuz bir yaşam deneyiminin olduğu bulunmuştur. Bu olumsuz yaşam deneyimleri arasında en yüksek oranlar yakın bir kişinin ölümü, işle ilgili sorunlar ve ayrılmadır (Tükel 1992).
Panik atak, bireysel psikolojik destekte sıkça çalıştığımız bir konudur. Panik Atağınızı çalışabileceğimiz birçok terapötik yaklaşım bulunmaktadır.
Doğru psikoloğu seçmek, ruh sağlığınız ve esenliğiniz üzerinde önemli bir etkiye sahip olabilecek önemli bir karardır. Diploma, uzmanlık alanları ve uyum gibi faktörleri göz önünde bulundurarak, size uygun bir psikolog bulma şansınızı artırabilirsiniz. Ankara bölgesindeyseniz ve güvenilir bir psikolog arıyorsanız, bizimle iletişime geçebilirsiniz.